Nâkıt senden getsem, dasdingil galışlarım. İçimde bi sıklat olup(olur) cincili barmama düşer daşlarım. Mehlilin acısından zillingiç sokmuş gibi pavkırışlarım. Oysa dıkıcık ırmaa teelesem, vikis çalınmış gibi ırahatların. Kepezlen gibi süzülelek uçup izlesem heryerini. Side’den geçerke daş toprak değil tarih tütülerini. Elimde bi tomacıla dinlesem şavlaan seslerini. Çoksunma bu gadar iştecik huzr-u manavgat dedikleri.

Nâkıt senden getsem, dasdingil galışlarım.
İçimde bi sıklat olup(olur) cincili barmama düşer daşlarım.
Mehlilin acısından zillingiç sokmuş gibi pavkırışlarım.
Oysa dıkıcık ırmaa teelesem, vikis çalınmış gibi ırahatların.

Kepezlen gibi süzülelek uçup izlesem heryerini.
Side’den geçerke daş toprak değil tarih tütülerini.
Elimde bi tomacıla dinlesem şavlaan seslerini.
Çoksunma bu gadar iştecik huzr-u manavgat dedikleri.

1966 yılı Manavgat Irmak kenarı. O dönemde ırmak kenarında kamp yapan birisinin olması çok dikkatimi çekti. Muhtemelen bir turist. Acaba internetin olmadığı, iletişimin günümüz kadar gelişmiş olmadığı o yıllarda Manavgatı nasıl keşfedip kamp yapmaya geldi?

1966 yılı Manavgat Irmak kenarı. O dönemde ırmak kenarında kamp yapan birisinin olması çok dikkatimi çekti.

Muhtemelen bir turist. Acaba internetin olmadığı, iletişimin günümüz kadar gelişmiş olmadığı o yıllarda Manavgatı nasıl keşfedip kamp yapmaya geldi?